28 Mayıs 2013 Salı
Uzayda Yaşamak
Çoğumuz uzaya çıkmanın hayalini kurarız. Bir roketin ucunda fırlatılmak, yörüngeye bırakılmak ve daha sonra Dünya’ya yukarıdan bakmak. Ya da yer çekiminin olmadığı bir ortamda yaşamak. Bu hayal bazıları için meslek. Hayatlarının altı ayını bu şekilde yaşayarak geçiriyorlar.
Bizden yüzlerce kilometre yukarıda, uzayda her gün astronotlar günlük yaşamlarını sürdürüyor. Frank De Winne, Avrupa Astronot Merkezi Başkanı: “Fırlatma roketinin en önünde oturuyorsunuz. Sırtınızı yaslamış şekilde. Yarım saat boyunca sadece oturuyorsunuz. Acaba burada ne işim var diye düşünüyorsunuz. Uzaya yolculuğun başlangıcı. 6 ay boyunca geri dönüş yok. Konserve bir kutu içerisinde diğer altı kişiyle beraber altı ay yaşamaya başlayacaksın.”
Uluslararası Uzay İstasyonu insanoğlunun daha da uzağı keşfetmesini sağlayan son durak. İstasyondaki görevliler, uzay yürüyüşleri, mürettebatın ve uzay kamyonlarının değiş tokuşunu içeren ağır bir görev sorumluluğu altındalar.
Astronotların çıkış kapılarından biri Almanya’nın Köln kenti. Burası Avrupa Astronot Merkezi. Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilen bütün astronotlar burada eğitiliyor. Luca Parmitano’da bunlardan biri. İtalyan astronot altı ayını uzayda geçirdi. En önemli görevlerinden biri, Uzay İstasyonu’na gönderilen uzay kamyonu ATV’nin bağlantısını yapmak.
Uzayda yaşamak ile euronews-tr
Luca Parmitano: “Ana operatör olarak görev yapıyordum. ATV istasyona vardığında uzaklığı ölçerek, doğru bir şekilde yapılıp yapılmadığını gözetliyordum. Bilgisayardaki verilerin doğru bir şekilde gerçekleşmesi için kontroller yapıyordum. Hareket hızı önemli. Ne hızlı, ne yavaş olmalı. Eğer bir hata oluşursa bunu düzeltebilecek son kişi benim. Bu durumda işlemi iptal ediyordum ya da erteliyordum.”
Astronotlar sürekli yakın takip altındalar. Eğitimde oldukları kadar iş hayatında da sürekli gözetim yapılıyor. Uzayda bulunan her bir Avrupalı için Köln’de bir gözetmen bulunuyor. Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotlar, önceden belirlenmiş, sabit bir çalışma temposuna sahip. Böylece yorgun düşmemeleri amaçlanıyor.
Frank De Winne: “Uzayda altı ay geçirmenin en zor tarafı kendinize hakim olmaktır. İlk vardığınızda çok heyecanlı olursunuz ve her şeyi bir anda, hızlıca yapıvermek istersiniz. Fakat işler böyle yürümez. Aynı tempoyu altı ay boyunca sürdürmek imkansızdır. Kendinize hakim olup belli, sabit bir çalışma ritmi tutturmalısınız. Suyun geri dönüşümü istasyon için çok önemli bir konudur. Kullanılan suyun yüzde70’i geri dönüşümdür. Hatta idrarımız bile geri dönüştürülüyor. Yani uzay istasyonunda sürekli aynı suyla kahve içeriz. Dün içtiğimiz, yarın içeceğimiz kahve de bugünkü ile aynıdır. Ayrıca diğer arkadaşlarının içtiği kahveyi tekrar içmiş oluyorsunuz.”
André Kuipers, Astronot: “Uyku için bir yorgan ve bir yastık yeterlidir. Fakat uzayda bu şekilde uyumak imkansız. Hepsi uçar, sabit durmaz. Hatta vücudunuz bile. Yani yatarak uyumak imkansızdır. Ayrıca nerede uyuduğunuzun da bir önemi yok. İsterseniz tavanda uyuyun. Burada ne aşağı var ne yukarı. Uzayda dört kişi bu şekilde ayakta durarak uyur. Astronotlarda ikisi ve kozmonotlardan ikisi böyle ayakta uyurlar. Sonra bir kişi yerde diğeri de tavanda yatar.”
Avrupa Uzay Ajansı ya da NASA gibi kurumların uzun dönem vizyonları astronotları daha uzun bir süre için uzaya gönderebilmektir. Bu nedenle bu kurumların ana araştırma konusu, uzaydaki yaşamın insan vücudu üzerindeki etkileridir. Mesela yer çekiminin olmadığı, kas ve kemiklerin aylarca kullanılmadığı bir ortamda sağlıklı kalmanın koşulları nelerdir? André Kuipers: “Eğer yer çekimini ortadan kaldırırsanız ve ağırlıksız bir ortamda yaşamaya başlarsanız , bedeniniz kemiklerinizi kullanmayacaktır. Ve vücudunuz kalsiyumu idrar yoluyla dışarı atar. Kemiklerinizi kaybetmeye başlarsınız.”
Volker Damann, Avrupa Astronot Merkezi, Doktor: “Yer çekiminin olmaması kas ve iskelet sistemimiz üzerinde olumsuz bir etki bırakıyor. Sürekli kas ve kemik kaybı çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Ayda yaklaşık yüzde bir ile iki arası kas kaybı oluşur. Toplamda, altı ayda önemli bir oran yapar ve kesinlikle uzun dönemli, olumsuz bir etki bırakır.” Kasları zinde tutmanın tek yolu spor. Bisiklet ve ağırlık kaldırma ile zarar en aza indirilmeye çalışılıyor. Yine de uzayda altı ay geçiren bir astronotun eski sağlığına kavuşabilmesi altı haftayı buluyor. Bir diğer büyük problem ise tabii ki uzayın kendisi. Radyasyon oranının yüksek olması, astronotların sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu seviyedeki radyasyon oranı lösemi kanserine yol açabilir. Tıp ekibi bugüne kadar yaptığı araştırmalarda uzay uçuşlarının uzun dönemli sağlık problemine yol açmadığını belirtiyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder