11 Haziran 2012 Pazartesi
'Bezelye çorbası' Kuzey Kutbu'nu kapladı.
Kuzey Kutbu’nda araştırma yapan bilim insanları, bugüne kadar bir buz tabakasının altında var olan en büyük bitki planktonu oluşumunu tespit etti. Bilim dünyası, yayıldığı alan 100 kilometreyi bulan planktonların dev buzulların altında nasıl bu kadar geliştiğini araştırıyor.
Arktik Okyanusu’ndaki Çukçi Denizi’nde iklim değişikliği üzerinde araştırmalar yapan NASA uzmanları, ortaya çıkarılan oluşumun, “124 bin km karelik Mojave Çölü’nün ortasında Amazon yağmur ormanı keşfetmek gibi bir şey” olduğunu belirtti.
Bilim insanları, buz tabakalarının güneş ışınlarını bloke ederek altında kalan sularda deniz yaşamının oluşmasını kısıtladığını düşünüyordu. Ancak buz tabakasının altında keşfedilen plankton miktarı, aynı bölgedeki buzullardan uzak sulardaki planktonların dört katı.
Araştırmacılar, kendilerini şaşkına çeviren uydu görüntüleri karşısında yeni teoriler üretmeye başladı. Üzerinde en çok durulan teori ise eriyen buzulların oluşturduğu havuzların, suyun altındaki deniz canlıları için ışık bacaları veya büyüteç görevi görmesi. Bu sayede, Antarktika’nın altını bezelye çorbasına çeviren bitki planktonları gelişebilmek için mükemmel imkanı yakalamış olabilir.
OKSİJEN DEPOSU
Okyanuslarda ilk olarak 1970’li yıllarda keşfedilen bitki planktonları, tıpkı karadaki planktonlar gibi atmosferdeki oksijenin oluşumu için büyük bir rol oynuyor. Bilim insanları, bitki planktonu patlamasının sebebini tam olarak çözememiş olsa da, bitki planktonlarının besin zincirindeki yerini göz önüne alarak, bölgede yaşayan canlılar için önemli bir etkide bulunacaklarını düşünüyor. NASA’nın yürüttüğü ICESCAPE programı kapsamında bitki planktonu oluşumu ilk olarak Temmuz 2011’de keşfedilmişti. ABD Sahil Güvenlik birimine ait olan en büyük buz kırıcı Healy’deki bilim insanları, bölgede yüksek miktarda klorofil tespit etmiş, böylece fotosentez yapan yoğun bir bitki oluşumuna ait ilk belirtiler elde edilmişti.
“ŞAKA GİBİ”
Araştırma ekibinde yer alan Stanford Üniversitesi’nen Kevin Arrigo, “Eğer biri bana buzulların altında böyle bir görüntüyle karşılaşacağımızı söyleseydi, bunun imkansız olduğu cevabını verirdim” dedi. Buzulların optik özelliklerini inceleyen jeofizikçi Donald Perovich, “kalın buzul tabakanın altındaki sular karanlık, ancak eriyen buzulların oluşturduğu göllerin altı fazlasıyla aydınlık” ifadesini kullandı. Eriyen buzullar, karla kaplı buzul tabakaya kıyasla suya dört kat daha fazla ışık gönderiyor. Morötesi ışınlardan da korunan su altındaki planktonlar, normalin iki katı hızlı büyüyor. “Imaging FlowCytobot” adı verilen gelişmiş mikroskop teknolojisi kullanan biyolog Sam Laney, planktonlara ait milyonlarca fotoğraf çekti. Laney, buzulların içinde deniz suyu içeren kanallar olduğunu tespit etti.
DENİZ YAŞAMINA TEHDİT OLUŞTURABİLİR
Kıyılara yakın bölgelerde oluşan planktonlar, aldıkları ışın ve buldukları besin değerinin değişimine göre farklı boyutlara ulaşabiliyor. Mikroskobik şekilleri çok çeşitli olan planktonlardan bazıları insanları zehirliyebiliyor. Arrago, eğer Arktik Okyanusu’ndaki buzullar incelmeye devam ederse, planktonların daha fazla alana yayılabileceğini, bu durumunda göçmen kuşlar ve balinalar için olumsuz koşullar doğurabileceğini belirtti. Arrigo, “Eğer göçmen kuşlar yemeklerini erkenden önlerinde bulursa, Arktik Okyanusu’nda geçirmeleri gereken zaman giderek bozulabilir... Plankton patlamalarının bu bölgede ne zamandan beri yaşandığını tespit etmemiz lazım, geçmişte böyle bir şeyle karşılaşmamıştık” dedi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder